-Kadın Voleybol Milli Takımı’mız, son yıllarda çok yaklaşılmasına rağmen bir türlü başarılamayan şampiyonluğun peşinden ısrarla giderek sonuca ulaştı, şampiyon oldu. Yürekten kutluyorum. Voleybola yeni başlayacak gençlerimizin sayısı artacak, voleybol tarihimizin en başarılı kadınları gençlerimiz tarafından rol model alınacaktır. Bundan sonra voleybol milli takımımız, rakiplerin korkulu rüyası olacaklardır.
-Bu başarının arkasında; milli sporcularımızın birlikte iş yapmaktan mutlu olmaları, işbirliği, samimiyet, sevgi-saygı ortamı, amaç birliği, oyuncu-teknik direktör bütünlüğü yatıyor. Bir takımın gücü; takımın en başarısız üyesinin gücü kadardır. Yani zayıf halka, tüm takımı başarısız kılabilir ya da aksi durumda, aşırı etkili bir ekip üyesi takımı zirveye taşıyabilir. Bu nedenle, lider hep en iyinin peşinden gitmeli, takımı ileriye taşıyacak karakterler üretebilmelidir.
Kadın voleybol milli takımımızın önce Milletler Ligi şampiyonu ve ardından Avrupa şampiyonu olması, şimdilerde ise 2024 Paris Olimpiyat Oyunları maçlarında galibiyetlerine devam etmesi ülkemizde müthiş bir sevinç yarattı. Büyük-küçük, kadın-erkek bir anda herkes voleybola ilgi duymaya, kıran kırana geçen maçları izlemeye başladı. Kuşkusuz bu ilgi, voleybola yeni başlayacak gençlerimizin sayısını artıracak ve önümüzdeki yıllarda ülkemize nice başarılar getirecektir. Voleybol tarihimizin en başarılı kadınları gençlerimiz tarafından rol model alınacaktır.
Kadın voleybolcularımız 2003’te finalde Polonya’ya karşı kaybetmişti. 2011 ve 2017’de üçüncü, 2019’da ise ikinci oldular. Son yıllarda çok yaklaşılmasına rağmen bir türlü başarılamayan şampiyonluğun peşinden ısrarla giderek sonuca ulaştılar, şampiyon oldular. Yürekten kutluyorum. Bundan sonra bu unvanla rakiplerin korkulu rüyası olacaklardır.
KADINLARIMIZIN BAŞARISI TESADÜF DEĞİL
Kadınlarımızın elde ettiği bu başarının tesadüf olmadığı açık. Son yıllarda kadın voleybol takımlarının genel başarısının milli takıma olan pozitif etkisi büyük ama asıl olarak bu başarının ardında; vizyon ve bu vizyona uygun geliştirilen alt yapı çalışmaları, strateji, azim, kararlılık, çok çalışma, yüksek düzeyde konsantrasyon ve en önemlisi takım oyunu var.
İyi ve etkili takımlar kolay ortaya çıkmıyorlar. Her şeyden önce iyi bir lider gerekiyor. Düşünsenize; oyuncular et-kemikten yapılmış, ruhu ve psikolojisi olan canlılar olmalarına rağmen; bu oyuncuların, iyi işleyen bir makinanın parçaları gibi uyumlu çalışan, aynı amaç doğrultusunda kurgulanmış, görevini kusursuz bir şekilde yerine getiren sağlam bir düzenek oluşturmaları gerekiyor. Bunu ancak iyi bir lider sayesinde yapabilirler.
SAMİMİYET, SEVGİ-SAYGI ORTAMI, OYUNCU-TEKNİK DİREKTÖR BÜTÜNLÜĞÜ
Etkili bir takım olmak nedir peki? Kavram olarak, birden fazla kişinin belirli bir hedefi gerçekleştirmek için bir araya gelerek işbirliği yapmasıdır. Başka tanımları da olabilir, ama bunun gerçek yanıtı, maçın sonunda oyuncuların “Erik Dalı” müziği eşliğinde oynarlarken gördüğümüz; birlikte iş yapmaktan mutlu olmaları, başarıyı paylaşmaları, samimiyet, içtenlik, sevgi-saygı ortamı, abla-kardeş ilişkisi, amaç birliği, oyuncu-teknik direktör bütünlüğüdür.
Erik Dalı’nda harika oynayan bu gurur verici kadınlarımız, Santarelli’nin oyun zekası, Eda Erdem’in liderliği, Vargas’ın smaçları, Ebrar-Gizem-Zehra ve diğer tüm oyuncuların inanılmaz çabaları ile saha içinde de çok iyi oynadılar.
LİDER, HEP EN İYİNİN PEŞİNDEN GİTMELİDİR
Takım olarak çalışılan her yerde, takımın gücü; takımın en başarısız üyesinin gücü kadardır. Yani zayıf halka tüm takımı başarısız kılabilir ya da aksi durumda, aşırı etkili bir ekip üyesi takımı zirveye taşıyabilir. Bu nedenle, lider hep en iyinin peşinden gitmeli, takımı hep ileriye taşıyacak pozitif karakterler üretebilmelidir.
Bir ülkeyi ya da bir şirketi yönetiyorsanız, takım başarısı elde etmiş olan spor dallarının başarıya nasıl ulaştıklarını, başarıya ulaşmak için neler yaptıklarını iyi irdelemelisiniz. Zira takımın büyüğü küçüğü olmaz, takım her yerde takımdır.
ÇOK ÇALIŞMAYA, ŞEFFAF OLMAYA İHTİYAÇ VAR…
Başarılı bir takım olmak için, liderin vizyonu ve bu vizyonu gerçekleştirmek için atacağı adımlar, seçeceği ekip üyelerinin niteliği (niyet, beceri, bağlılık, uyum, yetenek, eğitim vs.), ekip üyelerinin bir birlerini sevip-saymaları ve takımın üyesi olduklarını bir an bile akıllarından çıkarmamaları, hedefe kilitlenme, çok çalışma, şeffaf olma vs. gibi unsurlara ihtiyaç vardır.
Liderin ise ekip üyelerine saygı duymak, onları anlayabilmek, dertlerine ortak olabilmek, yeteneklerini en üst düzeye çıkarabilmek, adil ve liyakat sahibi olmak, içten olmak ve bilgili-çalışkan olmak gibi özelliklere sahip olması gerekir. Artık, özellikle 21’nci yüzyılın başına geldiğimiz şu günlerde, hart-hurt ederek, despot tavırlarla ekip üyelerini aşağılayarak, onlara hakaret ederek, üstten bakarak liderlik etme devri gerilerde kaldı. Bu saydığım tutuma karşı ekip üyeleri belki o an işsiz kalma kaygısıyla tepki göstermeyebilirler ama despot-sığ yöneticiler bilsinler ki bu tavırlarla günü kurtarabilirler belki, ama yarını ve geleceklerini asla kurtaramazlar. Böyleleri, sadece kendilerine olsa ne ala, dümeninde bulundukları gemiye de zarar verirler.
ZİNCİRİN TAŞIYACAĞI YÜK, EN ZAYIF HALKANIN TAŞIYACAĞI KADARDIR
Lider; ekip üyeleri, vizyon, misyon ve stratejilerden oluşan tüm seçimlerin doğru seçmeli, çalışma sonuçlarını etkin bir şekilde takip etmeli, en önemlisi aksayan süreçleri/konuları/kişileri ortaya çıkaracak bir denetim-gözlem sistemi kurmalıdır. Takımda bir parçanın bile aksayarak işini iyi yapmaması bütün takımın kaybetmesine neden olabilir. Unutulmamalıdır ki, bir zincirin taşıyacağı yük, en zayıf halkasının taşıyacağı kadardır.
