Şamanlar, gökteki tanrılarla yerdeki faniler arasında çakılı bir kazık aracılığıyla bağlantı kurulduğuna inanırmış.
Bu kazığın çivisinin yerinden oynaması, çıkması kıyamet alameti olarak görülürmüş; ?çivisi çıkmak? deyimi de buradan geliyor.
Gelişmemiş bir ülke olduğumuzun o kadar çok kanıtı var ki... Eğitim, sağlık, ekonomi de atılan nutukların içinin boş olduğunun bire bir yansımalarını gideceğiniz herhangi bir kurumda görmeniz mümkün. İyi seviyedeyiz, nerden nereye geldik dedikleri ne varsa hep 30-40 yıl öncesi ile yapılan mukayeselerin sonuçları olduğunu görürsünüz. Bu gün bir belediyenin yapması gereken görevi olan bir hususun yapılmasını meydanlarda halka benden başka kimse yapamaz tavrı ile sunulmasının halktaki karşılığına bir bakmamız yeterli. Halk o kadar güdülenmiş, o kadar partiye sarılmış ki en küçük bir eleştiri de bu haklarından olacağı korkusunu derin olarak yaşıyor bilinçaltında. Kutsal olan ne varsa unutulmuş, yerine birilerin kutsadıklarına itaat eder hale getirilmiş yığınların verdiği oylar ile bugün Türkiye siyaseti şekillenmekte. Çivisi çıkmamış mı seçimlerimizin ?
İktidarın abluka altına aldığı, yoğun medya iletişim kanallarıyla kıpırdayamaz hale getirdikleri ve nihayetinde sunni korkularla bilinçaltlarını başka bir seçeneği düşünemez kıldığı, halkın tercihleriyle bu gün yapılan seçimlerin sonuçlarıyla ortaya çıkan bu yöneticilerin tavırları, çivisi çıkmış siyasetin emareleri değil mi ?
Farklı fikri olanın, -içinde bulunduğu konuma göre- terörist ilan edilmesi ne kadar ahlaki? Kendi seçmen kitlesinin kanalize olabileceğine inandığı hiçbir kutuplaştırıcı siyaseti es geçmeyen, bulunduğu mecraya göre en tepeden en aşağıya kadar insan tercihlerine ipotek koyan bir anlayışın tezahürü ile nereye varılacak bu mudur vatan sevgisi ? Ekonomik kazanımlarını kaybedeceği korkusuyla iktidar mendiline sarılan farklı düşünse dahi rol yapan güdümlü vatandaşların son dönemdeki tercihleri ne kadar demokratik?
Ülkenin çivisinin çıktığı şu dönemde iktidarı yaptığı yanlış tercihlerden vazgeçirecek daha doğrusu varlığıyla iktidarı hizaya getirecek bir muhalefet anlayışı var mı ? Tüzüğünde kendisini sağlama alma oyunlarıyla delegelerin tercihlerine konan ipoteğin iktidarın yaptığı baskılardan ne farkı var ? Defalarca yenilip hiç bir şekilde tercih olmayacağını kanıtlayan birinin halka partinin başında durması çivisi çıkmış muhalefet anlayışının bir yansıması değil mi ?
Son dönem ahlaksızlıklarının hangisi dile getirilecek düzeyde! Kadın ve çocuk tecavüzleri gün geçtikçe kılık değiştirmiş bir ahlaksızlıkla sürekli gündemde. İktidar ve muhalefetin sadece maaş için vekil olan bu şahısların bugüne kadar gündem olacak bir şekilde bu sorunu gündeme getirdiğini gördünüz mü? Çivisi çıkmamış mı nerde kadına saygı nerde çocuk hakları ? Ar damarı çatlamış bir hukuk sistemiyle bırakın kadın ve çocuk haklarını anneler bebekleriyle beraber hapislere tıkılmıyor mu? Bu nasıl alışılmış bir ahlaksızlık?
Çivisi çıkmış herşeyin! Etrafınıza bir bakın herkesin tek derdi var. Ben kazanayım kim kaybederse umurumda değil! Ülkeye vatana sevgi dedikleri şey çıkarlarıyla doğru orantılı. Birbirimize tutunduğumuz değerleri kaybettik. Ve hala herşey güllük gülistanlıkmış gibi idrak yollarına süslü entrikalar dökülüyor. Çivisi çıkan dünyanın çivisi idrak noktalarımıza mı çakıldı neden bu kadar az düşünüyoruz? Siyasetin tutun da hayatın tüm noktalarına kadar boğazımıza kadar battığınız ve hiç farkında olmadan birilerine biat edip düşünmediğimiz hayatın gerçeklerini ne zaman sorgulamaya başlayacağız. Yıllardır çözülmeden bekleyen sorunlarınızı bize iğne yapılır gibi zerk edilen umut yalanlarının peşinden nereye kadar gideceğiz. Yerelden genele tüm seçimlerimiz hormonlu hale geldi. Dışlayıcı siyasetlerle en konuşulmayacak aidiyetlerimiz bugün o kadar konuşulur hale getirildi ki kapı komşumuzdan mahallemizdeki dostlarımızdan uzaklaştık. Çivisi çıkmamış mı hayatımızın?
Hayatınıza empoze edilen, bizi biz olmaktan çıkaran çağdaş, insan haklarına saygılı bireyler olmamızın önündeki tüm engelleri ortadan kaldırmamız şart. Karşımıza geçip yüzümüze karşı aidiyetleri belirgin hale getiren bu anlayıştaki kim olursa olsun tüm siyasetçi tiplerine önümüzdeki seçimlerde en büyük dersi vermemiz geleceğimiz için şarttır. Yoksa çivisi çıkmış dünyada otorite inşaatlarının altında can çekişmeye devam edeceğiz.
DİPNOT:
Dünya Savaşı arifesinde; bir Nazi subayı, bir yaşlı kadın, bir delikanlı ve bir de genç kız bir tren kompartımanında yolculuk etmektedirler. Tren bir yerde tünele girer.
Karanlıkta, bir öpücük sesi ve hemen ardından da bir tokat sesi duyulur. Tren tekrar ışığa çıkarken, yaşlı kadın şöyle düşünür:
-"Zamane gençleri işte. Oğlan kızı öptü ama tokadı da bir güzel yedi."
Genç kız şöyle düşünür:
-"Salak oğlan, benim yerime yaşlı kadını öptü ama oh olsun, tokadı da yedi."
Nazi subayı şöyle düşünür:
-"Işe bak yahu, kızı oğlan öptü, tokadı ben yedim."
Delikanlı ise şöyle düşünür:
"Oooh canıma değsin. Havaya bir öpücük, Nazi bozuntusuna okkalı bir şamar!".
