HALİL BARIŞ


TURP TIRIYACAĞI

Barış´ın Zaman Tüneli...


Bu öyküyü,1981 yılında Kozanın Minnetli köyü öğretmeni iken dinlemiştim. O zamanlar köylerde elektrik henüz yaygın olmadığından, haliyle TV de olmadığı için, akşamları ev ziyaretleri yapılırdı. Bizim ev de bu uğrak yerlerinden biriydi. Akşamları çok sayıda konuklarımız olurdu. Gündeme dair konular, eğitim, sağlık, tarım derken, laf lafı açar, çok yararlı ve kaliteli sohbetler yapardık. Derken laf askerlikten açıldı. Hemen eski muhtar araya girdi. Hocam Allahını seversen bizim emmi oğlu askerde nasıl şoför olmuş bir anlattır diye ısrar etti.Tabii bana da Ahmet amcaya askerliğini anlattırmak için rica etmek düştü. Ahmet Amca biraz utanarak, biraz da nazlanarak öyküye başladı.

      1958 de askere gitmiş. Askere giderken de nasihat eden çok olmuş. Ağırlıklı nasihat, askerde mesleğin ne diye sorarlarsa Şoför olduğunu söyle(!) Ahmet amca, ben şoförlükten ne anlarım dese de fayda etmemiş. Israrlar devam etmiş. Orada şoförlük kursu açıp öğretiyorlar demişler. Çünkü o yıllarda şoförlük rövanşta. İki kızı olan birini şoföre vermek istiyor.Neyse Ahmet amca bu duygularla asker ocağına varmış. Bir gün sabah iştimasında, Yüzbaşı içinizde şoför olan var mı? Diye sormuş. Bilenler bir adım öne diye komut verilmiş. Ahmet Amca da tereddütlü ama çıkmış.Yüzbaşı askeri cemseyi (askeri kamyon) getirtmiş. Başlamış ön sınavı yapmaya. Araç üzerinde çeşitli parçalar gösterip, ne olduğunu soruyormuş. Bilenler bir tarafa, bilmeyenler sopayı yeyip yerine gönderiliyormuş. Sıra Ahmet Amcaya gelmiş. Arabanın motor kaputu açılmış, parça gösterilmiş. Gösterilen parça, radyatör imiş. Ama zavallı Ahmet Amca ilk defa görüyormuş o parçayı. Ama ilk bakışta onu anasının turp tırıyacağına (RENDE) benzetmiş. Fakat turp tırıyacağı araçta ne işe yarar diye düşünürken; komutan hadi oğlum! Diye sıkıştırınca, Ahmet Amca ?TURP TIRIYACAĞI? deyivermiş. Komutan çok gülmüş. Hemen Ahmet Amcanın kolundan tutmuş havaya kaldırmış. Aferin oğlum demiş. İçinizden bir şoför çıktı demiş. Ahmet Amca nasıl bildim diye için için sevinirken, tekme tokat bir birine karışmış. Bir anda kendini yerde bulmuş. Kılavuzu karga  olanın burnunun boktan çıkmayacağını anlamış ama iş işten geçmiş.Asıl söylemek istediğim başkaydı. Kolaycılığa kaçmak, galiba toplumsal hastalığımız! Ya da benim görüşüm o yönde. Toplum olarak, kolay yoldan bir yerlere gelme hesapları yapıyoruz. Toplum olarak, kolay yoldan kazanmayı seviyoruz. Toplum olarak mücadeleyi sevmiyoruz.Toplum olarak, liyakate önem vermiyoruz. Toplum olarak karşılıklı çıkarları ön plana çıkarıyoruz. Toplum olarak, sorgulama ve araştırma yapmadan inanma alışkanlığımız var. Oysa doğruyu bulmanın yolu, sorgulamadan ve araştırmadan geçer. Doğruyu bulmanın yolu "ince eleyip sık dokumadan " geçer. Körü körüne inanmak insanı felakete sürükler. Körü körüne inananı kandıracak uyanıklar her zaman vardır. Af edersiniz ama,"biz eşek olursak semer vuran çok olur". Hiç değilse çocuklarımızın ve Ülkemizin geleceği için, Ülkemizi sürecek ve sürükleyecek şoförü iyi seçelim. Elbette mantıklı hareket ederek, sorgulayarak, araştırarak... Tıpkı Yüzbaşının yaptığı gibi...

GÜNDEM

Geçtiğimiz eğitim bayramı etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Besni'nin Kalkınması İçin Yapılması Gerekenler" başlıklı çalıştay sonucunda hazırlanan rapor Besni Eğitim Vakfı tarafından kamuoyuyla paylaşıldı.

SAĞLIK

Parmağı kopan genç ambulans helikopter ile hastaneye sevk edildi

Parmağı kopan genç ambulans helikopter ile hastaneye sevk edildi

BÖLGE HABERLERİ

Adliye çıkarılan şüphelilere bıçaklı saldırı girişimi güvenlik kamerasına yansıdı

Adliye çıkarılan şüphelilere bıçaklı saldırı girişimi güvenlik kamerasına yansıdı

BÖLGE HABERLERİ

Görevi başında kalp krizi geçiren uzman çavuş son yolcuğuna uğurlandı

Görevi başında kalp krizi geçiren uzman çavuş son yolcuğuna uğurlandı