BESNİ'DE AİLE YAPISI

.

BESNİ HAKKINDA 1.12.2023 13:42:00 0
BESNİ

Besni’de aileler genellikle çok çocukludur.Ailenin büyüğü erkektir.  Ailede erkek verilen kararlarda söz sahibidir. Aile reisi bazen baba olmayabilir. Ekonomik bakımdan ailenin bütün işlerini yürüten erkek çocukları da aile reisliği görevini yürütebilir. Aile reisi yalnız kendi ailesi üzerinde değil akrabaları üzerinde de etkili olur. Aileyi ve akrabalarını ilgilendiren kararlar aile reisinin isteği doğrultusunda alınır.

Genellikle evin geçimi ile ilgili olarak baba sorumludur. Çocuklar 8-10 yaşından sonra eğer okula gitmiyorlarsa bir iş yerine çırak olarak verilirdi. Ailenin diğer fertleri ise güçleri nisbetinde para kazanıp aile geçimine yardımcı olurlardı. Şartlar değiştikçe  kadınlı erkekli çalışmak normal sayıldı.

Besni halkında akrabalık ve aile bağları çok kuvvetlidir. Bu bağlarının kuvvetli olması sebebiyle aileler zümreleşmiştir. Aileler lakapları ile anılırlar. Aile lakapları şu an bile devam etmektedir.  Ailer birbirlerine akraba bağlılıklarının yanı sıra  örf ve adetlere bağlılığı , hemşeri tutkunluğu takdir toplayan bir aile yaşantısı halen devam etmektedir. Ailelerde yenilikçiliğe açık bir düşünce yapısı vardır.

Besni insanı Türkiye’nin hemen her yerine dağılarak varlıklarını sürdürmektedirler. Gittikleri memleketlerde hiçbir olumsuz işlere karışmamış helal kazancın peşine düşerek başarılı olmuşlar, gerek ticari uğraşlarında ve gerekse bürokrat olarak çok önelmi konuma gelmişlerdir. Yaşadıkları memleketin ekonomisine yük olmayıp katkı sağlamışlardır.

Köylerdeki aile yapısı şehirdeki ile hemen hemen aynıdır. Köylerde ailenin fertleri tarla işlerinde çalışır. Köylerde genellikle ailelerin çok çocuklu oluşu, çifçilik mesleği gereği tarlada ailenin müşterek çalışmasını zorunlu kılmaktadır.

Şehir merkezindeki aileler genellikle birbirine akrabadır. Aynı durum köylerde de mevcuttur.

Besni merkez halkı genellikle dokumacılık yapmakta bunun yanı sıra çeşitli meslek gruplarından ailelerde önemli miktardadır. Besni halkının ticaret anlayışı ve dürüstlüğü çevre il merkezlerinden bile takdirle karşılanmaktadır.

Besni’de aile fertlerinin birbirlerine bağlılığının sağlam olması nedeniyle uyumlu bir aile yapısı vardır. Gençler aile içinde uyum içinde yetiştiklerinden kendine güven duyar. Aileye ve topluma karşı görevleri olduğunu bilir. Bu bakımdan bölgemizde zabıta olaylarının en az olduğu ilçe Besni’dir.

Aileler arasındaki ilişkilerin dosthane olması için azami itina gösterilir. Aileler arasında başgösteren problemler aile büyüklerinin biraraya gelmesi veya aracılar vasıtasıyla çözülür. Son zamanlarda kan gütme veya kin gütme artık yoktur.

Eski Besni’nin yok olması nedeniyle Yukarışehir’de oluşan yeni şehir merkezinde önceleri aynı mahalle ve semtlerde bulunan aileler dağılmış, değişik ailelerle komşuluk yapma mecburiyeti doğmuştur. Bu yeni oluşum aileler arasında ilişkilerin sürdürülmesi geleneğini ortadan kaldırmamıştır.

Son zamanlarda ilçe merkezi tam değilse bile, medeni bir yaşantı içine girmiştir. Besni’den dışarıya göç ve köylerden ilçe merkezine göç etmeler sosyal yapıyı etkilemekle birlikte, genel olarak merkezde sosyal yapı iyi durumdadır. Fakat değişim köylerde yavaş olmakta, eski yapının izi hala görülmektedir. İletişim araçlarının yaygınlaşması ve parasal gücün artması sonucu köylerimizdeki yaşantıda değişmeye başlamıştır.

İlçe genelinde gerek örf ve adetlere bağlılık ve gerekse geleneksel hemşehri tutkunluğu sayesinde aile yapısı ve aileler arasındaki ilişkiler, aile içi kültür geleneği sağlam bir şekilde devam etmektedir.

Günümüzde ailelerin sosyal yaşantısı ileri bir safhadadır. Aileler dünyadaki gelişmelere uyum sağlayarak yenilikleri benimser ve uygular.

Aile içinde yetişen çocuklar ailenin diğer fertleri ile uyum içinde olurlar. Ailesine karşı görevleri olduğunu bilen, karşılıklı sevgi ve saygı esasına dayanan ortamda yetiştirildikleri için topluma karşı bir takım görevleri olduğunu bilirler.

AKRABALIK ve KOMŞULUK İLİŞKİLERİ

Besni’de aileler arasındaki akrabalık ve komşuluk ilişkileri çok önemlidir. Çok eskiden beri var olan bu ilişkiler şu an bile devam etmektedir. Birbirlerinin düğününe gitmek, cenazelerde cenaze sahibini yalnız bırakmayarak sık sık cenaze evine giderek teselli etmek, komşusunun düğününde ve cenazesinde evinin eşyalarını onlarla paylaşmak; doğum, sünnet ve bayram gibi sevindirici olaylarda kutlamalarda bulunmak Besnili ailelerin terketmediği komşuluk ilişkileridir. 

DOĞANA GİTME

Çok yakın akrabalar ile yakın komşular arasında yaşanan güzel bir olaydır. Bir çocuğun dünyaya gelmesi o aile için sevindiricidir. Yakın akraba ve komşular bu sevindirci olayı beraber yaşamak ve ana-babanın sevincini paylaşmak için hediyelerle gidilir. Hediye olarak yaygın bir şekilde Altın götürülür. Hediyenin pahalı veya ucuz olması her iki aile arasındaki akrabalık veya dostluk derecesine göre değişir. Hediye çocuğun ailesine verilirken, “Gözünüz aydın, analı babalı büyüsün, rızkı bol olsun” denilerek duygu ve düşünceler ifade edilir.

Çocuğun ismi ilk hafta içinde verilir. Bir İmam tarafından ailenin istediği isim verilir.

Bazı aileler geç çocuk sahibi olmuşsa ve erkekse 7 yaşına kadar saçları kestirilmez. 7 yaşına geldiğinde saçları kestirilir. Bu ilk traşta kesilen saç, çocuk evleninceye kadar saklanır. Çocuk evlendiği zaman bu saklanan saç gelinin duvağına takılır.

SÜNNET

Sünnet yapılmasına az bir zaman kala davetiyeler dağıtılır. Sünnet olacak çocuklar için elbiseler alınır. Ailenin akraba ve dostlarına “Filan gün sünnet törenimiz var buyurun” diye sözlede çağrı yapılır. Önceleri bu sözlü çağrı yapılırken sigara da ikram edilirdi. Son zamanlarda sigara ikram etme adeti de neredeyse kalkmış durumda.

Sünnet günü sünnetçi hazırlığını yapar, çocuklar sünnet edilmeden bir gün önce alınan yeni elbiseler giydirilir. Sünnet olacak çocuklar araba konvoyu ile şehir içinde gezdirilir. Daha sonra çocuklar Kirve’nin kucağında kestirilir. Sünnetten önce çocuk korkmasın diye güldürmeye çalışır. Sünnet sırasında ağzına şeker lokum verilir.

Sünnetten  ve okunan Mevlütten sonra yemek yenir.

Yemekten sonra davetliler sünnet olmuş çocuğun yanına giderler, hal hatır sorduktan sonra çocuğun yastığının altına bir miktar para veya altın bırakırlar. Üstünde ismi yazılı zarf içinde bırakılan bu altın veya paraları daha sonra çocuğun babası alarak kimin ne verdiğini öğrenir.

CENAZE TÖRENLERİ ve TAZİYE GELENEKLERİ

Ölen kişinin ailesi veya yakınları tarafından ölüm olayı Belediye hoparlöründe ve camide ilan edilerek duyurulur. Duyuru yapılırken “Ölüm” sözcüğü kullanılmaz yerine “Vefat” sözcüğü kullanılır. Duyuruda vefat eden kişinin ev adresi, cenaze namazının hangi saatte ve hangi camide kılınacağı, vefat edenin kimliği ve en yakınlarının ismi duyuruda belirtilir.

Ölünün mezarı kazılırken komşular ve akrabaları cenaze evinde toplanırlar. Cenaze defnetmeye hazır hale getirilir. Cenaze islami ölçüler içinde yıkanır, kefenlenir. Tabuta konur ve cenaze namazının kılınacağı camiye getirilir. Cenaze namazı kılındıktan sonra yalnız erkekler tarafından mezarlığa götürülür. Tabut Belediyeye ait cenaze arabası ile mezarlığa kadar götürülerek defnedilir.

Cenaze gömüldüğü günü takip eden 3. günü ölünün sahipleri bir imam ile birlikte mezara giderler. İmam mezarın başında oturup Kur’an okur ve dua eder.

Besni’de cenazenin ilk 3 günlük dönemine ölünün taziyesi denir. Önceleri taziye süresi 7 gün olarak yapılıyordu. Son zamanlarda bu üç günle kendiliğinden sınırlandı.

Taziye döneminde erkekler ayrı evde kadınlar ise başka bir evde veya ölü sahibinin evi genişse başka bir bölümünde otururlar. Bu taziye döneminde erkeklerin ve kadınların oturdukları evlere “Sen sağola” gelenler çok olur. 

Taziye için gelenler ölü evinde fazla oturmazlar. İkram edilen Acı kahveyi içtikten sonra kalkıp giderler. Acı kahvenin ikram edilmesi gelenek halindedir. Taziye süresinde ölü evinde yemek pişirilmez. Akrabaları, komşuları ve dostları yemek yaptırıp gönderirler. Bu genellikle Lahmacun veya Besni Tavası olur. Ölü sahipleri yine taziye süresince traş olmazlar. Taziye bittikten sonra traş olunur.

Ölüm olayının meydana geldiği dönemi takip eden ilk dini bayram, ölen insanın “İlk Bayramı” denir. Eskiden ölen için bu “İlk Bayram” gününde yine taziye için gidilirdi. Ancak son zamanlarda bu “İlk Bayram” ziyareti uygulanmamaya başlandı.

EVLENMELER ve DÜĞÜNLER

İlçemiz ve yöresinde evlenmeler genellikle görücü usulü ile olurdu. Şimdi ise bu usul tamamen kalkmıştır.

Görücü usulü: Oğlan tarafı kadınları düğün şenliklerinde hamamda,komşular arası kadın sohbet toplantılarında kızı görme veya bir yakınının tavsiyesi vs.durumları ile gelin adayını aramaya başlarlar.

Beğenilen kızın anasına aracı gönderilir.Olumlu cevap alınırsa oğlan tarafından bir kaç erkek kız evine yakınlığı bilinen bir kaç kişi ile beraberce kız evine gidilir. Kız tarafı misafirin geleceğini bilmektedir.Buna göre hazırlanılmıştır. Kız tarafı oğlan tarafını sorup soruşturmuş,oğlanın durumunu öğrenmiştir.

Hoşbeşten sonra yaşı büyük olan kimse söze başlar. ”Allahın emriyle kızınız  filanı oğlumuz filan ile başgöz yapmak niyetindeyiz.Siz ne dersiniz”

Eğer kız babası daha evelden kızın anası veya yakın akrabalarının da onayıyla karar almışsa

”Allahın emri başım üstüne , nasipse götürüp ister boğazlayın”.

Bu tabir karşı tarafa bir saygı ifadesidir.Yok eğer biraz düşünmek ve soracakları olduğunu beyan ederlerse, müsade istenir ve başka zaman gelmek üzere anlaşılır.

Kız babası eğer olumlu cevap vermişse bu defa iş söz kesmeye, altına, paraya sıra gelir. Bu arada davetlilere şerbet veya çay faslı başlamıştır.Kızda istekliyse kendisini  istemeye gelenlerin gözünden hal ve hareketleri kaçmaz.Takılar ailenin durumuna göre değişir.Başlık da öyle.

Besni ve çevresinde başlık günün şartlarına göre değişir. Besni’de kız babası her zaman zararlıdır. Aldığı paranın bir bir buçuk mislini koyup öyle harcama yapar.Veya karşılıklı anlaşılır. Bir oda oğlan tarafı,bir oda vs’de kız tarafına düşer.böylece iki tarafada fazla maddi yük  binmemiş olur.

Halk ekseri İsmet yani (Cumhuriyet altını) bilezik ve son zmanlarda altın zincire önem vermektedir. Ayrıca baba, amca, teyze, hala, kardeşyolu adı altında oğlan tarafından ayrı bir isteği olur.Bu da anlaşma yolu ile halı,kilim,elbiselik vs. şeklinde alınıp verilir.

Oğlan tarafı kız babsının olumlu cevap vereceğini bildiği için hazırlıklı gelmiştir.Yanlarında getirdikleri seker,lokum ve bisküvi paketlerini ortaya çıkarırlar. Davetlilere ve ev halkına dağıtırlar. İki tarafa birden hayırlı  ve uğurlu olması temennisiyle Fatiha okunur. Böylece söz kesilmiş,”Şirinlik” yenilmiş olur.

Gelinin artık hazırlıkları sürüp gider. Gelin;  oğlanın yakınları tarafından gelin  hamamına götürülür. Yakınlık derecesine göre hanımlar birer ikişer hamamın yolunu tutarlar. Bu hamam gezmeleri gelinin gitmesine bir gün kalana kadar devam eder.

Hamam da yıkanırken çiğ köfteler yoğurulur,zamana göre peynirli ekmekler hazırlanır ve güle oynaya yenilir ve eğlenilir.

Hamamdan çıkarken hamamcıya delleklere (Tellak) bahşiş verilir. Hamamcı ve dellek kadın, ”yazın ağ olsun,Allah başını bozmasın”  vs. diyerek gelin hanımı yolcu eder.

Oğlan evi eğer bayram gelmişse bayramlık götürmesi adettir.Mevsimine göre bir sepet meyva hazırlanıp götürülecektir.Götürülmesse ayıp olur.Gelin için bayramlık entari,etek,iç çamaşırı,dülbent vs. götürülür.

Nişan günü tespit edilir.Halka ve nişan elbisesi kınasında makyaj malzemesine kadar herşey ayrı ayrı düşünülüp hazırlanılır. Bir adı da“ALTIN DİKME”dir.

Davetlilere bir kadın veya erkek aracılığıyla gelecekleri haber verilir. Herkes altınını parasını alarak tedarikli gelir.Yakın komşular ve uzak akrabalar da kızın eksiğini almaya çalışırlar. Hangil,tencere, tabak, sini, halı, çamaşır makinesi vs.

Altın dikme günü tespit edildikten sonra oğlan ve kız evleri hazırlıklarını tamamlarlar.Gün gelir çatar.davetli misafirler takılarını tabiki yanlarına almışlardır.Ayrı bir odada gelini kız arkadaşları  süsleyip hazırlarlar.Bu arada eğlence de başlamıştır.Kadınlar arasında çalgı çalan kimse, erkek ise kör olmalı yada kadın çalgıcılar olmalıdır.Günün ve yörenin sevilen türkülerini ve oyun havalrını çalar.Davetliler coşar oynayanlara para yapıştırmaya, eğlenmeye dalarlar.yapıştıılan paralar  çalgıcıların cebine girer.

Gelinin koluna arkadaşları girer ve odaya ağır adımlarla getirirler.Alkışlar arasında gelin önce kaynana olacak kadının elini öper, daha sonra yaşlı büyüklerden sırayla başlar gider.Takı takacaklarda davetlilere gösterircesine gelinin boynuna,elbisesine iğne ile tuttururlar. Takılar bir kız tarafından unutulmasın diye listeye yazılır. Örneğin:haladan bir ismet altını,dayısından bir tek bilezik, teyzesinden bir küçük altın.Böylece takıların takılması ile iş sona erer.

Kadınlar bu arada gece eğlence hazırlıklarına başlarlar.Vakit ilerlemiştir. Taklitler yapılıp, maniler söylenir.

Düğünlerde Gelinin Kınası Şöyle Yakılır: Gelin yüzü örtülü,bir yastığın üzerine oturmaktadır.Başı üzerinde nişanlı bir kız tepsi içinde yanan mum tutmaktadır. Gelinin eline kınasını yakan kadın makamla, gelini ağlatmak maksadıyla acı ve hüzün dolu bir sesle şu maniyi söyler.

Altın tasta al kınasını ezerler,ezerler,

Gümüş tarağınan zülfün çözerler,çözerler

Çıkmış islam bülbülleri gezerler,gezerler

Muhammet –el Mustafa’nın gelini ah aman geliniiii

Gurbet ellere gelin ettiler gelini,geliniii.

BAYRAMLAŞMA

Yöremizde, geleneklere uygun olarak dini bayram günleri, birer neşe, sevinç ve ferah günleri olarak kabul edilmektedir. Bayram günlerinde halk elden geldiğince güler yüzlü ve neşeli olur. Dargınlar barışır veya barıştırılır. Birbirine kırgın olanlar konuşur.

Yöremizde bayram günleri yaklaşırken her aile hareketli bir döneme girer. Bayram günlerinden bir hafta önce evlerde genel bir temizlik yapılmaya başlanır. Gerekiyorsa evin badanası yapılır. Evler süpürülür, camlar silinir, halı, kilim, serili olan tüm eşyalar silkelenir, çamaşır ve perdeler yıkanır.

Her ana – baba imkanları süresince kendilerine ve özellikle çocuklarına bayramlık elbiseler, ayakkabılar alır. Bayramdan 15 – 20 gün önce uzak yerlerde oturan ve gurbette bulunan yakınlarına ve eş dostlarına bayram tebrikleri gönderilirdi. Şimdi bunun yerini telefonlar aldı.

Bayram günü ailenin erkekleri erken kalkar camiye gider. Anne, kız ve gelinler ise bayram için yemek hazırlığı ile temizlikle ilgili noksanlıkları tamamlamaya  çalışır, Evi düzene kor. Erkekler bayram namazından sonra eve uğramadan aile mezarlıklarına gider ziyaret eder yasin okur veya okutturulur.

Mezarlıktan dönen erkekler eve gelir. Evde önce evin fertleri arasında bayramlaşılır, çocuklar büyüklerin ellerini öper, büyükler çocukların yanaklarından öperek aldığı hediyeleri verir. Sonra bayram için hazırlanmış olan yemekler yenir.

Bayram ziyaretleri başlamış olur. Sırayla önce yakın akrabalar, komşular,hasta ve yaşlı olan diğer tanıdıklar ile bayramlaşılır.

Ailede sofra adabı:

Son zamanlarda gelişen sosyal yaşantıya parelel olarak " Modern Aile " tipi de  bu yaşantıya paralel olarak gelişmeye başlamıştır. Halen ilçemizin kırsal kesiminde evin büyük erkeğinin yani Baba’nın  aile üzerindeki etkisi devam etmektedir.  Bu yörelerde ailenin tüm fertleri geleneksel yer sofrasında yemek yerler. Ancak evde misafir olduğu zaman, ailenin erkekleri misairlerle beraber sofraya otururlar. Kadın ve çocuklar ise ayrı bir oda da ayrı bir sofrada yemeklerini yerler. İlçe merkezinde genellikle  ailenin tüm fertleri misafirlerle birlikte modern usulde masada  yemek yerler.

Sofrada aile büyüklerine yani anaya, babaya ve dede ve nineye hürmet gösterilerek sofrada rahat edebilecekleri  en uygun yere oturtulur.

Sofra başında yemeğe " BESMELE " ile başlanır. Yemek bitiminde " ALLAHA ŞÜKÜR "  denilerek sofradan kalkılır.

Kaynak: Azimşehir Besni Kitabı - Şekip ÖNDER


Anahtar Kelimeler: BESNİ' YAPISI

Aramızdan Ayrılanlar 03.04.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Aramızdan Ayrılanlar 20.03.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Aramızdan Ayrılanlar 17.02.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Aramızdan Ayrılanlar 31.01.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor